Belirli malum kesim şimdi de Mehmet Azimli
hocaya sarmış durumda. Biliyorsunuz bu tür durumlarda "acaba iddia
edilen kişi ne demiş" ilk ona bakıyorum. Azimli hocanın iddiasına ve ona
isnat edilenlere baktım.
Azimli hocanın söylediği şu: Hz.
Peygamber'in Adnan'a kadar bilinen soyunun normal evlilik yoluyla
olduğunun bilindiğini, fakat haddizatında bunun bir önemi bulunmadığını
ifade ediyor. Peygamber'in bir zinadan olmuş olsaydı bile bunun, onun
değerinde bir düşürmeye sebep olmayacağını iddia etti. Tabi kitabın
sonraki baskılarında bu ifadeyi kaldırmış.
Malum kesim de
"vaaay sen misin peygambere zina çocuğu iftirası yapan" diye linç etmeye
ve ölüm tehditleri de savurmaya başlamış.
Hocanın
söylediklerinde yanlış bir şey yok. Hepinizin bildiği gibi soyluluğa
dayalı aristokratik seçkinciliğin dinde ve İslam'da yeri yoktur.
Peygamberin her atasının kendi döneminde yaşayan insanlardan daha üstün
olduğunu söylemek herşeyden önce tevhidin ruhuna aykırıdır. Böyle bir
"soya dayalı seçkinci" bir iddianın batıl olduğunu gösteren bir çok ayet
vardır. Hz. Adem'in oğlu katildi, Hz. Nuh'un oğlu, Hz. İbrahim'in
babası, Hz. Nuh ve Hz. Lut'un karıları ve Hz. Muhammed'in amcası
kafirdi.
Küfür konusunda böyle, nesep konusunda da Hz.
Muhammed'in Kureyş içinde bir ayrıcalığı ve bir üstünlüğü yoktu. Zuhruf
süresi 31. ayette kafirlerin Hz. Muhammed'i küçümsedikleri onu sıradan
buldukları anlaşılmaktadır: "Ve dediler ki: Bu Kur'an, iki şehirden
birinin azametli bir adamına indirilmeli değil miydi?" (Zuhruf 31)
Benzer bir konu Talut'un kıssasında da geçer: Bakara süresi 247. ayette
Allah Talut'u İsrailoğullarına kral olarak seçince birileri "biz ondan
daha varlıklı ve önde gelenleriz bize verilmeli değil miydi?" diye
itiraz etti. Buna cevaben "Allah ilimde ve cisimde onu destekleyerek"
Allah mülkünü dilediğine verir, demiştir. (Bkz. Bakara 247)
Zina ve namus konusunda verilen tepkiler de doğru değildir. Hz. Nuh ile
Hz. Lut'un karıları da kocalarına ihanet etmiş ve aldatmıştır. Ayete
bakalım: "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek
verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları
altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları)
kendilerine Allah'tan gelen hiç bir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine
de: 'Ateşe diğer girenlerle birlikte girin' denildi." (Tahrim 10)
Burada açık bir şekilde iki peygamberin karılarının onların nikahı
altında iken eşlerini aldattıkları belirtilmektedir. Müfessirler
genellikle bu aldatmanın "zina" şeklinde değil "küfür" şeklinde olduğunu
söylese de Kuran ifadesi her iki duruumu da kapsamaktadır. "Nikahları
altındayken ihanet ettiler" denildiğinde bu ifadeden salt olarak
anlaşılan zina yapılmış olmasıdır. Kaldı ki nikah konusunda küfür ve
zina eşdeğerdir. Bunun için de Nur süresi 3. ayete bakmamız gerekir:
"Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile
evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek
evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır." (Nur süresi 3).
Görüldüğü gibi zinakar bir kadınla evlenmek ile müşrik bir kadınla
evlenmek eşit sayılmıştır. Bu durumda Nuh ve Lut'un karılarının küfrü de
zinakarlığı da sabittir.
Hz. Nuh tüm insanlığın ikinci babası olduğuna göre inşallah onun ikinci üçüncü hanımları da vardı.
***
İslam toplumu malesef aristokratik soyluluğu muazzam derecede
yüceltmektedir. Belki de birçok problemimizin kaynağı budur. Bunu
tartışmaya da pek yatkın değilizdir. Siz bırakın peygamber soyunu,
kralların padişahların soyluluğunu tartışabiliyor muyuz? İslami
toplumumuz padişahların soydan gelen egemenlik hakkını reddetmeye hazır
mıdır?
0 yorum:
Yorum Gönder